Sünnet Fimozis

Sünnet derisi, glans penis olarak adlandırılan penis başını örten iki yüzlü bir anatomik oluşumdur. Bu oluşumun iç kısmında mukoza adını verdiğimiz salgı yapan bir bölüm ile dışta deri yapısı yer almaktadır. Genellikle yenidoğan erkek çocuklarında sünnet derisinin uç kısmı dar olup; geriye doğru çekilmesi genellikle hem zor hem de oldukça ağrılıdır. Yaş ilerledikçe; dar olan uç kısmın giderek açıldığı ve örneğin 3 yaşına gelindiğinde, çocukların %80-90’ında normal açıklığın ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Sünnet derisinin ilerleyen yaşa rağmen uç kısım darlığının devam etmesi; işeme zorluğu, işeme esnasında sünnet derisinin balonlaşması ve tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonlara neden olabilir. Bu klinik tablo fimozis olarak adlandırılır ve tedavisi hastanın sünnet edilmesidir.Fimozis olan hastalarda en önemli problemlerden biri; sünnet derisinin zorlanarak geri çekilmesi ve penis şaftını sıkıştırması ve tekrar yerine geri alınamamasıdır. Bu tabloya parafimozis adı verilmekte olup; bu durumda acil olarak sünnet derisinin bir hekim tarafında kayganlaştırıcı maddeler kullanılarak geri çekilmesi gereklidir. Bu işlemin başarı ile gerçekleştirilemediği bazı olgularda, acil sünnet uygulaması da gerekli olabilir. Aksi taktirde peniste oluşan ödem sonrasında penis baş kısmının kanlamasının azalması, morarması ve daha ileri düzeyde kangren oluşması söz konusu olabilir.

Sünnet işlemi; sünnet derisinin penis başı üzerinde cerrahi olarak uzaklaştırılması olarak tanımlanabilir. Sünnet tarihçesinin antik çağlara kadar uzandığı bilinmektedir. Günümüzde klasik sünnet uygulamaları genellikle dini nedenlerle yapılmaktadır. Buna karşılık; fimozis ve parafimozis gibi tıbbi zorunluluklar nedeniyle de sünnet yapılması gerekli olabilmektedir. Sünnetin geleneksel uygulamaları dışında; özellikle cinsel yol ile bulaşan hastalıkların, penis ve rahim ağzı kanseri gibi hayatı tehdit edebilen diğer bazı patolojilerin önlenmesinde etkin olduğunu gösteren bilimsel veriler bulunmaktadır.

Sünnet işleminin hasta ya da erken doğmuş bebeklerde uygulanmaması gereklidir. Ayrıca halk arasında ‘Peygamber Sünneti’ olarak adlandırılan penisin doğuştan gelişim kusurunun bulunduğu hipospadias ve epispadias olgularında kesinlikle sünnet işlemi yapılmamalıdır. Bu çocuklarda; yarı gelişmiş sünnet derileri, asıl hastalığın cerrahi tedavisinde gerekli olacağından, ileride yapılacak cerrahi tedavilere saklanmalıdır. Ek olarak ailevi kanama hastalığı olan çocuklarda, diğer cerrahi işlemlerde olduğu gibi hastane şartlarında kanama olasılığına karşı gerekli tüm tıbbi tedbirler alındıktan sonra sünnet işlemi yapılmalıdır.

Sünnet’in yapılacağı ideal yaş ile ilgili tam olarak yerleşmiş bir konsensüs olmamakla birlikte; kimlik gelişim sürecinde olmaları ve genellikle uyumsuz davranış sergilemeleri nedeniyle 2-5 yaş arası çocuklarda zorunlu olmadıkça sünnet yapılmaması önerilmektedir. Güncel kılavuzların genelde kabul gören yaklaşımına göre; 6ay-2 yaş ve 5-7 yaş aralığı ideal sünnet yaşı olarak kabul edilebilir.

Sünnet, çocuğun uyum durumu göz önüne alınarak lokal yada genel anestezi altında yapılabilmektedir. Bununlşa birlikte, sünnet işlemi; estetik yönü çok önemli olan bir cerrahi girişim olması nedeniyle ve ideal hijen şartları nedeniyle mutlaka ameliyathane şartlarında yapılmalıdır.