Kadınlarda Strese Bağlı İdrar Kaçırma
Mesane boynu ve son idrar yolu olan uretra; mesane taban kasları ve ligament olarak adlandırılan bağ doku yapıları tarafından ‘Hamak’ benzeri bir yapıda askıda tutularak; karın içi basıncın arttığı durumlarda idrarın tutulmasını ve mesanenin daha aşağıya sarkmamasını sağlar. Bu yapı sayesinde, son idrar yolu basıncı daima mesane içi basıncından yüksektir ve bu sayede idrar kaçırma olmamaktadır. Özet olarak; karın içi basıncını arttıran öksürme, aksırma, gülme vbg. durumlarda idrar kaçağının olmaması ancak son idrar yolu basıncının, mesane içi basınca göre yüksek olması ile sağlanır. Bu mekanizmaya ek olarak, ani karın içi basınç artışlarında mesane boynu ve son idrar yolu çevresinde yer alan kaslarda da destekleyici kasılmalar gelişerek idrarın kaçırılması engellenir.
Stres tipi idrar kaçırmanın nedeni; mesane kasında istemsiz kasılma olmaksızın ani artan karın içi basıncına karşılık, son idrar yolun basıncının yeterli artış gösterememesidir. Bu tarzda ortaya çıkan uretra kapanma basınç yetersizliğinin en önemli nedeninin; anatomik olarak ortaya çıkan değişiklikler olduğu kabul edilmektedir. Anatomik değişiklikler hiçbir neden olmaksızın yaşlanma ile birlikte ortaya çıkabileceği gibi, çok sayıda ve özellikle zorlu/travmatik doğum yapmış kadınlarda çok daha sık olarak görülmektedir.
Hastalığın tanısında genellikle ayrıntılı tıbbı hikaye alınması ve fizik muayene yeterli olmaktadır. Ürodinami gibi daha ileri testlere nadiren gereksinim duyulmaktadır. Buna karşılık Videoürodinami tetkikleri, ayırıcı tanının yapılmasının zor olduğu daha karışık olgularda faydalı olmaktadır. Bu tetkik ile mesane boynu ile son idrar yolunun anatomik yapısı ve fizyolojik yanıtının, karın içi basıncını arttıran çeşitli provakasyonları takiben izlenmesi çok faydalı olabilir.
Hastalığın tedavisine öncelikli olarak ‘Davranış Tedavisi’ ile başlanmalı ve gerekirse son idrar yolu basıncını arttıran ilaçlar kullanılmalıdır. Bu tarz tedavilerden fayda görmeyen olgularda cerrahi girişimler gündeme gelmelidir. Cerrahi tekniklerin sayısı oldukça fazla olup; asıl amaç bozulmuş anatomik yapının yeniden yapılandırılmasıdır. Bu amaçla, mesane boynu ve uretranın cerrahi olarak uygulanan askılar ile normal/normale yakın anatomik pozisyona getirilmesine çalışılır. Son yıllarda, teknolojik olarak geliştirilen ideal cihazlar sayesinde bu tarz operasyonlar, güvenli ve kolayca yapılabilir hale gelmiştir.